Yazar Emine Türkuçar

1)YAZIYA VERDİĞİNİZ HİZMETİN HİSSİYATINA EŞDEĞER OLAN HİSSİ NASIL TANIMLARDINIZ?
1) Çocukluğunuzda okulda gördüğünüz ve o an vurulduğunuz bir çiçeğin varlığını düşünün. Kokusu, rengi, yapraklarının ahengi gözünüzün önünden hiç gitmiyor. Sonra her sokakta, her yerde o çiçeği görmeye başlıyorsunuz. …ve yıllarca o çiçeğe sahip olmak istiyorsunuz. Her birini dikkatle inceliyor, kim, nasıl bu kadar güzel yetiştirmiş diye düşünüyor ve merak ediyorsunuz. Yıllar süren bu araştırmanın ve hayalin ardından bir gün o çiçeğin tohumlarına sahip oluyorsunuz, özenerek ekiyorsunuz. Topraktan çıkmasını da, büyümesini de ayrı heyecanlarla bekliyorsunuz. Bu bekleyişin sonunda bir gün çiçeğiniz açıyor. İlk çiçek, ilk vuslat... Ama henüz bitmiş değil. Hâlâ bakımını yapıyor, hâlâ hassasiyetlerini koruyor, hâlâ onunla ilgili bilmediğiniz yerleri öğrenmeye çalışıyorsunuz. Henüz ustalaşmış değilsiniz... Tam olarak böyle anlatabilirim sanırım. Çiçek şiir, çabalayansa benim kalemim…
2)UMUT OKUYUCULARINA BİR KİTAP VE BİR ŞİİR TAVSİYE EDİN DESEK, İLK AKLINIZA GELEN KİTAP VE ŞİİRİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?
2) Kitap tavsiyemi şiir ve edebiyat penceresinden değil de bir ilahiyatçı olarak, bu pencereden bakıp da vermek isterim. Prof. Dr. Saffet Köse'nin "Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu" kitabını her gencin okuması gerektiğini düşünüyorum. Modernizm ile çağdaşlığın ayrımının ve karşı cinsle ilişkilerin nasıllığının, evliliğe dair birçok konunun ve aile motiflerinin işlenmesiyle, çocuk eğitiminin anlatıldığı değerli bir eser. Kavramlarda yapılan anlam değişiklikleriyle geldiğimiz şu noktada, belki ufak da olsa bir sorgulama yapmanın iyi olacağı kanısındayım. Şiir olarak da Alvarlı Efe Hazretleri'nin “İncitme” şiirini bir kez de olsa okumanın zarafet kazandıracağı görüşündeyim. İncitmenin de, incinmenin de çok kolay olduğu ve kimsenin bunu önemsemediği şu çağda, böylesine derin manaları bünyesinde saklayan enfes bir şiir diye düşünüyorum.
3)İÇİNİ UMUTLA DOLDURDUĞUNUZ KAVRAMLAR VAR MIDIR? BUNLAR NELERDİR?
3) "Yarın...” Her zaman için bir umut cümlesi olmuştur bende. Tabii, bahsettiğim: "ertesi gün olan yarın" değil, Üstad Necip Fazıl'ın bahsettiği: "Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir./Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir." dizelerindeki yarından bahsediyorum. Bunu, ertesi gün için algılamak da bir umut aslında. "Gün doğumu" da öyle... Başlangıçların en büyük habercisi nihayetinde……ve "şefkat"... Her canlının ruhuna dokunuşuyla nice güzellikleri getirmiştir daima. Nitekim, buna daha büyük bir pencereden bakarsak, Rahman'ın şefkatine ve merhametine ucundan da olsa dokunmuş olabilmek de bir umut değil midir, yarınımıza?
4)YAZMAK MI, OKUMAK MI?
4) Tam hatırlamıyorum; ama bir yerde dinlemiştim. Bir şaire, iyi yazabilmek için ne yapmak gerektiğini sormuşlar. O da: "Çok okumak..." demiş. Ben de o kanaatteyim. İyi bir kalem için, çok yazmanın etkisi var elbette; ama kaliteli yazmanın tek yolu, okumaktan geçer. Nitelikli okumak, tane tane, özümseyerek okumak ve her okuyuşta kendi dünyana bir şeyler kazandırmak... Boş ve anlamsız, bilgiden yoksun, öylesine kalemi ele almaktansa, yazamayan nitelikli bir okuyucu olmayı tercih ederim; ama böyle nitelikli bir okuyucuya yazının eşlik etmesi, her okuyana -ister bilgi, ister duygu- bir şeyler kazandırması elbette ki olmasını istediğimiz şeydir. Özetle, önce okumak, sonra yazmak :)
5)UMUTTAKİ FAVORİ YAZARINIZ KİMDİR?
5) Bu sorunun cevabını vermek gerçekten zor. Bence yazarların her birinin kalbe ayrı bir tesiri var; ama illa ki birini seçmem gerekirse, Esra Betül Öksüz'ün üslubunu beğendiğimi söyleyebilirim. Naif bir şekilde duygulara dokunup kalpte de öyle bir esinti bırakıyor. "Niyetimi açıkça beyan ediyorum: /Fiile dökülemeyecek olsalar bile ruhumu bedenimden sıyıracak olana hasretimi yineliyorum./ Artık içimizdeki çocukluk hendeseleri yanıltmasın./ Şed kuşanıyorum hüviyetime." bu mısralar yazarımızın "Tomurcuklandık" eserine ait bir bölüm. Bu cümlenin bende bıraktığı tadı, bilmem şimdi anlatabiliyor muyum?
6)UMUDA BÜYÜK KATKILARI OLAN SİZLERE UMUT NE KATTI?
6) Umut, hayatımda bir dönüm noktası oldu aslında. "Yazmayı bırakıyorum." dediğim bir zamanda karşıma çıkıp bıraktığım yerden, daha sağlam şekilde başlamama sebep oldu. Hassas ve toplumun hüzün ve sevinçleriyle iç içe, dünyasına değil, dünyaya odaklanan şahsiyetlerin varlığını bilmek, onlarla aynı saflarda yer alabilmek, gerçekten yaşadığım en kayda değer duygudur. Onun içindir ki şöyle diyorum: "Umuduna dokunan, umduğunu dokumaya başlar."
1 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...