Doğum

Ölüm yeniden doğuşa mahkûmdur. Ölen her şey yeniden dirilecektir. Sonsuzluktan ve sonsuz olandan geldi tüm ruhlar. Sonsuz olan ruh, sonu olan bir bedene doğum ile hapsedildi. Bir sürgün yaşadı beşer. Sürgünün sonu var. Karanlık-aydınlık ruhların; iyilerin, kötülerin; zalimlerin, mazlumların; adaletin, zulmün ve fıtratta yaratılmış her türlü zıtlığın bir arada olduğu sürgün hayatı başladı ruhlarımız için, bedenlerimiz dünyaya gelince. Ruhlar biliyor, bu sürgün sonu olan dünyadan ibaret. Sonu olmasaydı bu hayatın hem ruhlar sonsuza kadar hapis kalırdı beden zindanında, hem de zıtlıkların adilce değerlendirildiği ikinci dünya olmazdı. Ölümün gücü sonsuzluğu açar ruhlara. Ruhlar bir ses ile mezardan çıkar ve doğumun ölümü yakınlaştırması gibi ölümün de doğumu yakınlaştırdığına şahit olur. Sürgününün amacı, Rabb'ini tanımak olan ruhlardan bazıları hakka’l yakin dirilene kadar kapıldıkları isyandan çıkmazken, ki bu çıkış çok geç kalınmış bir çıkıştır, bazıları da ilme’l yakin aşamada Rabblerine hasret duyarlar. İnsan ruhunu, ikinci doğumu olan, dirilişten önce diriltebilmeli ve ayette buyrulduğu gibi, "Benim namaz, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin Rabb'i olan Allah içindir." diyebilmeli ve sevgili peygamberimizin emrettiği gibi ruhunun yeniden tertemiz doğabilmesi için ölmeden önce ölmelidir.
-Büşra LİMONCU-
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...